25 Eylül 2011 Pazar

İstanbul İçin Şarkı (Signomi)


Şarkıyı dinledikten sonra okuyun...





İstanbul'u tarif etmek imkansızdır şarkısız. Hani şiir olmasa da olur ya, dinleyenin dimağını titreten bir senkron verir bir şarkı ortaklığı. Karaköy-Galata, tarihi yarımada ve boğaza sıralı karşılıklı semtlerin her biri için ayrı yankılanan bir şarkı bulunur. İstanbul'u tek bir nefeste bütünüyle sözün ve nağmenin büyüsüyle söylemek ayrı güzelliktir.

Şarkı, dinleyeli beri, zamanla tüm semtleri ezber etmiş İstanbullu bir postacının 25-30 yılda biriktirdikleriyle hasbihalinin anlatısı gibi gelir bana. Emekli ikramiyesini henüz tüketmiş, evi hala kira, iş arayan eski bir postacı. Hüsnü Arkan'ı bisikletini sürükleyerek götürdüğünü de hayal etmişimdir şarkıyı dinlerken.

Kadıköy iskelesinin yanındaki banklardan görünen manzaranın fonunda; Eminönü balıkçılarının curcunasında; ada vapurunun -ayrıcalıklı değilmiş gibi davranan- ada sakini yolcularında; sokaktaki Kürt, Çingene ve Afrikalı delikanlıların hüznünde; çekingen bir davette büyüyen ayaküstü sohbetlerinde zarif ama kadirbilmez bir kadın olarak rol alır İstanbul. Herkesin hayatında, bir kez görmeyle yüklü bir anı bırakacak afetlerden. Hayatı boyunca İstanbul'u görmeyen bir memleket erkeğinin bile burnunda sızıdır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder